Sevgilim uyan saat 9.Guguk guguk… Hadi ama bugün şanslı günün, yorgun olduğunu biliyorum ama kalkman gerek. HHHhhhhadi ama bir tanem! Nerdeymiş terazicik hayatımın neşesi hayatımın eğlencesi, ne yapıyorsun kaçıyor musun yoksa? Yakaladım işte ağla ağla ağlayacak biri varsa benim aslında. Niye hala tartılıyorum ki, ha bir gram eksik ha bir gram fazla ne fark eder ki koca gö bek kamyon lastiği. 7 kere lifting ameliyatı olsam 5 kilo göğsümden 7 kilo göbeğimden on sekizde kalçalarımdan aldırsam kalanları da üçüncü dünya ülkelerine yardım amaçlı gönderirim ohhh. Hemen bir kahve içmeliyim. Şekersiz. Dur bakalım iki ayda 16 kilo aldım eh bir çay kaşığı da şeker koyabilirim. Artık kısıtlamalara paydos. 2000 yılının Teresina’sı. Dünyanın en şişman kadını.Panayır çadırlarında gösterirlerdi onu. Çadırın kıvrımları arasında devasa bir kalça çıkardı, korkunç derecede şişman ve beyaz. Çığırtkan “ dokunun, dokunun” diye bağırırdı “ içeri girin başka yerlerini de elleyin”. Hastalıklı sapıklar da itişip kakışırdı. Ne dersin benimde bir şansım olabilir mi? Ne diyorsun? Sen bir şey demeyecek misin? Bin türlü dert açtın başıma. Bilimkurgu vari iltifatlarını özlüyorum. Işıklarla donatılmış uzay gemim benim. O uzay gemisinin ışıkları söndü, huzursuzluklarla dolu bir balona dönüştü. Nerdesin, nerdesin?